17 Eylül 2016 Cumartesi

Bana Dokunma(Shatter Me #1) -Tahereh Mafi | Kitap Yorumu

Kitabın Adı: Bana Dokunma
Orijinal Adı: Shatter Me
Yazar: Tahereh Mafi
Tür: Paranormal, distopya, aşk
Sayfa: 332
Seri: Shatter Me #1
Yayınevi: Dex Yayınları
















ARKA KAPAK:
Juliette tam 264 gündür kimseye dokunmadı. En son birine dokunması bir kazaydı. Ama Yeniden Kuruluş onu cinayetten içeri tıktı. Juliette'in dokunuşunun neden bu kadar ölümcül olduğunu kimse bilmiyor. Kimseye bir zarar vermediği sürece bu durum kimsenin de umurunda değil çünkü dünya zaten perişan durumda. Her gün yeni bir hastalık ortaya çıkıyor, gıda sıkıntısı had safhada, gökyüzünde tek bir kuş kalmadı ve bulutlar garip bir renkte.
Yeniden Kuruluş, yeni düzenin tek çare olduğunu iddia ettiği için Juliette'i bir hücreye kapattı. Hayatta kalan bir avuç insan ise savaş naraları atıyor. İşte bu yüzden Yeniden Kuruluş fikir değiştirmek üzere. Juliette onlar için mükemmel bir silah olabilir. Juliette, yeni düzenin tek silahı olabilir. Juliette karar asamasında. Ya bir silah olacak. Ya da bir asi.
YORUMUM:

Kitabın konusunu ilk okuduğumda kitabı çok seveceğimi düşünüyordu ki zaten sevdim de. Ama distopya konulu bir kitap için biraz eksikleri olduğunu düşünüyorum. Olaylar çok sıradandı ve harika bir kurgusu yoktu ama kesinlikle çerezlik okunabilir bir kitaptı. Zaten serinin başlangıç kitabı olarak konuya giriş niteliğinde görürsek fena değildi.

Yazarın dilini sevdim. Farklıydı. Juliette’nin inkar ettiği cümlelerinin üzerlerinin çizilmesini sevdim. Kitaba ayrı bir hava katmıştı. Ve Juliette’in içinde bulunduğu durumu, duygularını çok iyi aktardığını düşünüyorum yazarın. Ama çeviredeki bariz hatalar göze çok çarpıyordu. Yazım hataları vs.

Konusu gayet özgün ve ilgi çekiciydi. Biraz The Nine Lives of Chloe King dizisine benzettim. O diziyide çok severdim. Bu tarz konulu kitapları ayrı seviyorum.

Karakter olarak en çok Kenji’ye ısındım. Adam’ı sevdim.Yani Juliette ile olan yakınlığı biraz çabuk oldu gibi ama neyseki vıcık vıcık ilişkileri de yoktu. Warner’ı daha fazla sevmiş olabilirim ama. Soğuk, kendinden emin bir o kadar da kötü. Yani genelde her zaman başkarakter olan erkekleri daha çok severim ama Warner’ı da ayrı sevdim. İçlerde bir yerlerde iyi birisi olduğuna eminim. Tabi bunu diğer kitaplarda göreceğiz. (Bu arada seri hakkında büyük bir spoiler yemiş olabirim cryyyyyyyyyy)

Dediğim gibi olaylar biraz yavandı. Daha farklı şeyler bekledim diye mi bana böyle geldi bilmiyorum ama çok tahmin edilebilir şeyler oldu. Ve sonu daha önemli bir yerde bitebilirdi.Böyle heyecansız bir yerde bitince ikinci kitaba başlamak için havaya giremiyorum. Muhteşem bir distopyaydı diyemem. Ama akıcı ve okunabilir bir kitaptı.Serinin diğer kitaplarında neler olacağını merak ediyorum.

Son olarak kitabın bu anlamsız kapağında bahsetmek istiyorum. İÇERİKLE ALAKASIZ! Orijinal kapakları gördükten sonra resmen içim cız etti.

Ve eğer bir team seçmem gerekirse kesinlikle #teamkenji :D

Orijinal kapağın güzelliği :((((
ALINTILAR


 "Katlanıp kitap sayfalarının arasına konmuş bir şekilde yaşadım hayatımı.
İnsan ilişkilerinin yokluğunda kağıttan karakterlerle aramda bağ kurdum. Tarihe mal olmuş hikayelerle aşkı ve kaybı yaşadım; ilişkilendirme yoluyla ergenliği yaşadım. Beni dünyam, iç içe geçmiş sözcüklerden oluşan bir ağ; bir uzuv diğerine, kemikler sinirlere, düşünceler imgelere bağlanmış. Ben harflerden oluşan bir varlık, cümlelerin yarattığı bir yaratık, kurgu aracılığıyla oluşturulmuş bir hayal ürünüydüm."

*****

Bazen çok ama çok hareketsiz kalırsam, hiç kıpırdamazsam işlerin değişeceğini düşünüyordum. Kendimi dondurursam acıyı da dondururum sanıyordum. Zaman durursa hiçbir şey ters gidemezdi.

*****

Gözlerim iki profesyonel yankesiciydi, zihnimde saklamak için her şeyi çalıyorlardı.

****

Warner: En azından ben dürüstüm.
Juliette: Yalancı olduğunu az önce sen de kabul ettin.
Warner: En azından yalancı olduğum konusunda da dürüstüm.

*****

Ay ise sadık bir arkadaştı.
Hiç gitmezdi. Daima oradaydı, bizi izlerdi, sadıktı, bizi aydınlık ve karanlık anılarımızda tanır, tıpkı bizim gibi sonsuza dek değişirdi. Her gün kendisinin farklı bir versiyonu olurdu. Bazen zayıf ve solgun, bazen de güçlü ışık saçan bir ay olurdu. Ay, insan olmak ne demek, bilirdi.
Belirsiz. Yalnız. Eksikliklerle oyulmuş.

PUANIM:
3.6 /5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder